Geleneksel finans devleri blok zinciri alanında kararsız kalırken, Plume onlara düzenleyici gereklere uygun bir yol sunmuştur. Projenin benzersizliği, KYC (müşterini tanı) ve AML (kara para aklama) gibi geleneksel finansın vazgeçilmez unsurlarını blok zinciri mimarisine ustaca entegre etmesindedir.

Kurumsal yatırımcılar neden Plume'a ilgi gösteriyor? Bir yatırım bankasının gayrimenkul fonunu tokenleştirmek istediğini varsayalım, en çok neye dikkat ediyorlar? Şüphesiz ki uyum sorunlarına. Plume'un modüler tasarımı tam da bu sorunu çözüyor:

1. Yerleşik KYC doğrulama sistemi, katılımcıların düzenleyici gerekliliklere uymasını sağlar.
2. Otomatik AML tarama mekanizması, fon akışını gerçek zamanlı olarak izler.
3. Farklı yargı bölgelerinin düzenlemelerine uyum sağlayabilen esnek uyum modülleri

Bu, sıradan yatırımcılar için ne anlama geliyor? Plume sayesinde artık daha önce erişilmesi zor olan kaliteli varlıklara ulaşabilirsiniz:

- ABD Hazine Bonoları, kurumsal tahviller ve diğer TradFi ürünleri
- Gayrimenkul, sanat eserleri gibi fiziksel varlıklar
- Tüm varlıklar Blok Zinciri üzerinde şeffaf bir şekilde çalışmaktadır.

Son zamanlarda, bir aile ofisi Plume platformu aracılığıyla 50 milyon dolarlık ticari gayrimenkulü tokenleştirdi:

- 3 gün içinde uyum incelemesi tamamlanacak
- 7 gün içinde varlıkların blok zincirine entegre edilmesi
- Şu anda bu varlık, birçok merkeziyetsiz finans (DeFi) protokolünde getiri sağlıyor.

Tüm sürecin standartlaşma düzeyi, bir borsa listesine kıyasla oldukça yüksektir ve aynı zamanda Blok Zinciri teknolojisinin sağladığı verimlilik ve şeffaflık özelliklerine de sahiptir.

BlackRock, Franklin Templeton gibi tanınmış finans kurumlarının gerçek dünya varlıkları (RWA) tokenizasyonuna yönelmesiyle bu alan patlayıcı bir büyüme sürecine girmektedir. Plume, geleneksel finans ile blok zinciri dünyası arasında bir köprü olarak, bu trendde önemli bir rol oynayacaktır.