Son günlerde, kripto varlıklar piyasasında düşündürücü bir olay yaşandı. WLFI proje ekibi, topluluk oylaması olmadan tek taraflı olarak bir adreste 2.9 milyar adet token'ı dondurdu, bu token'ların değeri 100 milyon dolardan fazla. Bu hareket, projenin doğası hakkında sorgulamaları beraberinde getirdi ve blok zinciri projelerinin merkeziyetsizlik derecesini yeniden düşünmeye sevk etti.
Bu olay, WLFI akıllı sözleşmesinde ayrılmış olan "kara liste" yetkisini gün yüzüne çıkardı. Proje Ekibi, merkezi bir ekibin kararlarıyla, kullanıcıların varlıkları üzerinde kontrolünü kolayca elinden alabiliyor. Bu uygulama, blok zinciri teknolojisinin savunduğu "özel anahtar, egemenliktir" ilkesine tamamen aykırıdır ve geniş bir tartışma başlattı.
WLFI, Ethereum Blok Zinciri üzerinde kurulu bir proje olmasına rağmen, işletim modeli güçlü merkeziyetçilik özellikleri göstermektedir. Örneğin, zorunlu KYC (Müşterini Tanı) gereksinimleri, yönetişim Token'larının pratik ekonomik haklardan yoksun olması ve ekip tarafından tutulan veto hakkı gibi tasarımlar, gerçek merkeziyetsizlik fikrinden oldukça uzaktır.
Bu olay, daha derin düşüncelere yol açtı: Kendini merkeziyetsiz finans (DeFi) olarak tanıtan bir projenin piyasa manipülasyonu faaliyetlerini keyfi bir şekilde belirleyip büyük yatırımcıların varlıklarını dondurabilmesi durumunda, "merkeziyetsizlik" terimi boş bir pazarlama terimi haline gelmiş olabilir mi?
Kripto varlık yatırımcıları için bu, şüphesiz bir uyarıdır. Bu, projelerin gerçek özelliklerini daha dikkatli bir şekilde değerlendirmemiz gerektiğini hatırlatıyor, yüzeysel merkeziyetsizlik tanıtımına kapılmamamız gerektiğini vurguluyor. Aynı zamanda, uzun vadeli tutulacak kripto varlıkları seçerken, gerçek merkeziyetsizlik derecesinin bir anahtar değerlendirme faktörü olması gerektiğini de vurguluyor.
Genel olarak, WLFI olayı sadece projenin merkeziyetçilik doğasını açığa çıkarmakla kalmadı, aynı zamanda tüm kripto varlıklar sektöründe bir alarm çaldı. Bu, uyumluluk arayışında merkezi kontrol ile merkeziyetsizlik ruhunu nasıl dengeleyeceğimizin, gelecekteki blok zinciri projelerinin karşılaşacağı büyük bir zorluk olacağını hatırlatıyor.
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
12 Likes
Reward
12
5
Repost
Share
Comment
0/400
StableBoi
· 09-06 12:46
Merkeziyetsizlik eyewash
View OriginalReply0
BtcDailyResearcher
· 09-06 12:45
Platform Tokeni ile oynamak kesinlikle para kaybettirir
Son günlerde, kripto varlıklar piyasasında düşündürücü bir olay yaşandı. WLFI proje ekibi, topluluk oylaması olmadan tek taraflı olarak bir adreste 2.9 milyar adet token'ı dondurdu, bu token'ların değeri 100 milyon dolardan fazla. Bu hareket, projenin doğası hakkında sorgulamaları beraberinde getirdi ve blok zinciri projelerinin merkeziyetsizlik derecesini yeniden düşünmeye sevk etti.
Bu olay, WLFI akıllı sözleşmesinde ayrılmış olan "kara liste" yetkisini gün yüzüne çıkardı. Proje Ekibi, merkezi bir ekibin kararlarıyla, kullanıcıların varlıkları üzerinde kontrolünü kolayca elinden alabiliyor. Bu uygulama, blok zinciri teknolojisinin savunduğu "özel anahtar, egemenliktir" ilkesine tamamen aykırıdır ve geniş bir tartışma başlattı.
WLFI, Ethereum Blok Zinciri üzerinde kurulu bir proje olmasına rağmen, işletim modeli güçlü merkeziyetçilik özellikleri göstermektedir. Örneğin, zorunlu KYC (Müşterini Tanı) gereksinimleri, yönetişim Token'larının pratik ekonomik haklardan yoksun olması ve ekip tarafından tutulan veto hakkı gibi tasarımlar, gerçek merkeziyetsizlik fikrinden oldukça uzaktır.
Bu olay, daha derin düşüncelere yol açtı: Kendini merkeziyetsiz finans (DeFi) olarak tanıtan bir projenin piyasa manipülasyonu faaliyetlerini keyfi bir şekilde belirleyip büyük yatırımcıların varlıklarını dondurabilmesi durumunda, "merkeziyetsizlik" terimi boş bir pazarlama terimi haline gelmiş olabilir mi?
Kripto varlık yatırımcıları için bu, şüphesiz bir uyarıdır. Bu, projelerin gerçek özelliklerini daha dikkatli bir şekilde değerlendirmemiz gerektiğini hatırlatıyor, yüzeysel merkeziyetsizlik tanıtımına kapılmamamız gerektiğini vurguluyor. Aynı zamanda, uzun vadeli tutulacak kripto varlıkları seçerken, gerçek merkeziyetsizlik derecesinin bir anahtar değerlendirme faktörü olması gerektiğini de vurguluyor.
Genel olarak, WLFI olayı sadece projenin merkeziyetçilik doğasını açığa çıkarmakla kalmadı, aynı zamanda tüm kripto varlıklar sektöründe bir alarm çaldı. Bu, uyumluluk arayışında merkezi kontrol ile merkeziyetsizlik ruhunu nasıl dengeleyeceğimizin, gelecekteki blok zinciri projelerinin karşılaşacağı büyük bir zorluk olacağını hatırlatıyor.